Kümelenme Değerlendirmesi

Kümelenme Değerlendirmesi

Kamunun sanayicimize destek kapılarından olan kümelenme çalışmalarını sanayimizin gelişme coğrafyasının en önemli unsurlarından biri olarak görmek gerekir.

Tüm gelişmiş ülkelerde, sanayi çalışmalarında kullanılan kümelenme modeli ülkemiz sanayicisinin dolayısı ile ekonomisinin başarı için anahtar görevi oluşturmaktadır. Fakat, birçok durumda karşılaştığımız yanlış ve/veya eksik anlamalar bu konuda da karşımıza çıkmıştır.
Kümelenme modeli, dünyadaki ideal uygulamalarında, sermaye yeterlilikleri olan ve başlangıç aksiyonlarını sağlayacak firmaların kolektif hareket kabiliyetlerini ortaya koydukları sıçrama tahtası olarak değerlendirilirken; ülkemizde, “siz bir araya gelin, bakın neler olacak!” gibi hamasi cümlelerle oluşturulmak zorunda kalınmıştır. Firmaların kümelenmeye katılımları bir diğer firmanın ve/veya firma sahibinin varlığı üzerinden oluşmaktadır. “o varsa bende varım” veya “o firma varsa ben yokum” ifadeleri sürecin rasyonel bağlantılarının oluşmamasını sağlamaktadır. Oysa Henry Ford’un ifadesinde yer alan “Bir araya gelmek başlangıç; birlikte olmayı sürdürmek süreç; birlikte çalışmak başarıdır.” İlkesi ile kümelenme modelinin orijin noktası oluşturulmalıydı. Mevcut durumda kümelenmelerin oluşturulması bir başarı olarak lanse edilmekte ve sürecin yakın zamanda uğrayacağı akametin sebeplerini önümüze koymaktadır. Süreç yönetimini ve çalışma prensiplerini belirli standartlara oturtamamamız, kümelenme çalışmalarını, sanayicilerimizin beklentilerinden uzakta olacağımız bir noktaya götürdüğünü görmemiz gerekiyor.

Kümelenme, UR-GE, İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri vb. kolektif hareket alanlarına katılacak her bir firma, yapısal sorunlar, istihdam niteliği, belgelendirme sorunları gibi eksikliklerini görmeden; organizasyonlara katılmasının sağlayacağı katma değer üzerinden “varım” ya da “yokum” dediği için üretim kabiliyetlerine bu yollarla ulaşamıyoruz. Oysa, bu ve benzeri organizasyon modelleri, kolektif ilişki ağı olarak görüp burada kabiliyetleri ile var olacak, eksikliklerini kabul edebilecek ve çözüm yollarına ait istişare mekanizmasına dâhil olabilecek firmalardan oluşması gerekmektedir.

Buraya kadar kümelenmenin kuruluş felsefesi ve yöntemlerine ait firmalar ve iş birliği kuruluşları penceresinden bakış ile durum tespiti yaptık. Daha temel bir sorun olarak kamunun sürece katkısı ve etkileri üzerinde de durmak gerekmektedir.

Bir araya gelme aşaması kamunun mali desteği üzerine inşa edilince kümelenmeyi oluşturan işletmeler ve işbirliği kuruluşları kamu alımlarında da haklı olarak destek beklemektedirler. Bu ayrıcalık talebi, çoğu zaman ürün ve hizmet kalitesinin ihmal edilebileceği düşüncesini fikri altyapıda önümüze çıkarmıştır. Kamu açısından da satın alınacak ürün ve hizmetin kalite sorunu olmamasına rağmen talebin karşılanmasında sürdürülebilirlik sorunu görüldüğü için satın alma sorunu oluşmuştur. Kamu açısından durum bununla sınırlıdır. Kamu açısından bakınca görülen bu ve benzeri sorunlara çözümü, kümelenme modeli çerçevesinde oluşturulacak alt yapı ile yine kamu tarafından düzenlenebilir. Bu durumun anahtarı olarak görülebilecek müşterek ticari işletme yapısı ise 1980’li yıllarda ülkemizde yaşanan ve halen devam eden kooperatifleşmelere karşı oluşan ön yargıdan dolayı tereddütleri karşımıza çıkarmaktadır. Tereddüt varsa fazlaca cevapsız soru var demektir. Buna dair pratik çözüm yolları mevcuttur ve kümelenmenin istişare mekanizmaları içerisinde üretilebilir.

Kümelenme çalışmalarında yapılan ve finansmanı kamu tarafından desteklenen hizmet satın alımlarında talep-standart-denetim-destek sürecine ait daha pratik çözüm yolları üretilmesinin gerekliliği ortaya çıkmıştır. Firmaların söz konusu desteklerin zamanında geri dönmesi sorununu belirli bir aşamadan sonra taşıyamadıkları gerçeği göz ardı edilmemelidir. Kümelenmelerin hizmet satın alımlarındaki kamu desteğinin verilmesine dair hizmet veren firmalardan istediği standartların büyük kısmının ilgili firmaların fiziki şartları ile sınırlı olması kamunun kümelenmeleri kategorik olarak nerede gördüğü gibi bir sorunu karşımıza çıkarmıştır. Bu tip organizasyonel yapıların hizmet satın alma kriterleri devletin diğer satın alma kriterlerinden farklılıklar içermeli ve daha çok otomasyona dayalı olmalıdır. Denetim yoğunluğu söz konusu işlerin planlama aşamasından ziyade sonuçları üzerinde oluşturulmalıdır. Kümelenmelere ait satın alımların Ziya Paşa’nın enfes ifadesinde yer alan “Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” hükmünce sağlanması

, kümelenmeye iştirak eden işletmelerin ve paydaşların birçok sorununa cevap üreteceğini düşünmekteyim. Kümelenmeyi oluşturan işletmeler ve paydaşlar bu tür detaylarla uğraşırken asıl eksenden sapmalar yaşanmaktadır. Bu sapmaların kümelenme iradesine yüklenmesi ise birçoğu aile şirketi olan işletmelerin söz konusu yapıya aidiyetlik duygusunu zedelemekte hatta aidiyetlik duygusunun oluşmamasına neden olmaktadır.

Kümelenme, bir birlikteliğin ve bu birlikteliği oluşturan tüm paydaşların amaç-sonuç, neden-sonuç ilişkileri üzerine inşa edilecek plan-proje-uygulama bütünlüğünün etkinlik alanıdır. Dolayısı ile başlangıç aşamasındaki ihtiyaç analizinin hızlı bir şekilde yapılaması, güncellenebilir olması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekmektedir. Oysa mevcut durumda kümelenme çalışmalarının tamamı anketler üzerinden oluşmuştur. İhtiyaç analizinin kesin verileri, bilgi seviyesine çıkartması gerekmektedir. Elde edilen bilgilerle tarafların asgari müşterek olacakları alanlar tespit edilip buna dair planlama süreci oluşturulmalıdır. Anketleri ihmal anlamı çıkartılmaması gereken bu düşünce anketlerle elde edilecek verilerin kümelenmenin fikri alt yapısında değerlendirmesi gerekliliğini ifade etmektedir.

Ali Ural, “Posta Kutusundaki Mızıka” kitabında “farkında olmakla eski biter, yeni başlar” ifadesini kullanır. Bu ifade mevcut durumu bir cümle ile ifade etmemizi sağlar. Kümelenme ile işletmeler ve devlet için eski ne kadar bitmiş, yeni ne kadar başlamıştır. Buraya kadar Kümelenme modelinin niceliğinin gerekliliğini ifade etmekle birlikte niteliğine dair eleştirilerimizi sıraladık. Evet, kümelenme sanayicilerimiz açısından en ideal model olarak önümüzde durmaktadır. Bu coğrafyanın tarihi veraseti dahilinde varisi olduğumuz Ahilik ve Lonca teşkilatlanması örneği ile bu ve benzeri modellere uyum sürecinin kısa sürede çözümlenebileceğinin göstergeleri mevcuttur. Bir başka yazımızda çözüm önerilerine ait daha geniş bir perspektif sunacağız.

04/09/2016

Fatih KILIÇ
Kardan Grup Dan. Hizm. Ltd. Şti.
Genel Müdür

Buy Amoxil UK